2 Ekim 2009 Cuma

teklik.

kendini kandırmak.
halbuki birkaç saat önce oğluma sana aşık olduğumu anlatıyordum.
aşağıdaki fahişe yüzüme bakıp gülümsedi. homeros burada olsaydı da hikayelerinde benden de bahsetseydi. marakeşli torbacılar, ispanyol hippiler, güney amerikalı fahişeler...
cuando fumo um pocito, yo puedo ver el conejo blanco.
artık hiçbir şey eskisi kadar fantastik gelmiyor.

sanırım gerçekliğimi yitirmek üzreyim. günbegün akıl sağlığımı korumak daha zorlaşıyor. kendi kendime burası gerçek değil diye tekrarlıyorum. sonra sangria yapıyoruz bir küp, iki haşhiş ateşliyoruz. hiç bu tip endişelerimiz kalmıyor.

sanırım ardımda bıraktıklarım arasında netlikle seçebildiğim tek imajsın. sen de gidersen miyop gözlerim artık geçmişi görmez olur. yine de gitme diye yalvarmam. muğla'daki eve gömerim "biz"i. arada bir de sardunyalar ekerim üstüne. belki cesedimizden bir hayat doğururuz diye...
o da olmazsa susarım büsbütün.

sonra derin bir omm palacio real'e karşı; denizsiz şehirlerde günbatımı tutkusu. sen orada bozkırın ortasında, ben burada ateşin ortasında.

unutur muyuz dersin erciyes'in soğuğunu?