23 Mayıs 2010 Pazar

ben ruhi bey nasılım?

ben sana en çok ruhi bey'i yakıştırırdım. sanırım sen bunu yine küçük burjuva imgelerimden biri olarak kabul edeceksin. ne de olsa içinde ne işçi var ne sosyalizm ne de yorgun ama dirençli dava adamları.
sahi ya ne zaman vazgeçeceksin bu hallerden? hani tükettiklerin tükendiğin yetmedi mi merak ediyorum.
gerçi hangimizin daha çok yittiği de ayrıca bir tartışma konusu sanırım. yeniden turgenyev okumaya gücün var senin halbuki. yeniden kendini anlatmaya yeniden kendini paylaşmaya gücün var. öyleyse yaşlanan ve kapris yapan yine ben oluyorum.
sahi ya, aslında hayat devam edilen bir şeydir. zaten aramızda geçenlerin tüm sorumluluğunu da üstlendiğime göre, sakince hayatına devam etmende hiçbir sakınca yok değil mi?

***

Bir çocukta bir kadın hayaleti mi
Bir kadında bir çocuk hayaleti mi
Yalnızca bir hayalet mi yoksa.

Neredeyim?

***

ruhi bey diyordum,
sende hiç durmazmış oysa.

***

burada epey ötende bir kadında, bir çocuk hayaleti bıraktın. her gün uyanıp bu araftan kurtulmak istiyor. kendi yazdığı ayetleri söylüyor. unutuyor. yeniden söylüyor. hangi dil hangi ses olursa olsun artık, yabancı değil. burada, yani zamanı penelope'nin gelinliği gibi söküp yeniden dikenlerin dünyasında, beklemek hiç insanca değil. bundandır gün günden öfkeyle sevişip sessizlik doğurmam.

***

yalnızca bir hayalet miyim yoksa?