28 Kasım 2009 Cumartesi

to my dreamer

şu kırmızı yalzıdlı kağıdı oraya sıkıştıralım gece lambasıyla alttan ışık verdik mi su dolu mavi leğenin içindeki saydam topumuz pırıl pırıl olacak.
ve sonunda başardık. binlercedeneysel çalışmadan sonra, istediğimiz anı yakaladık. bir de sarıldık mı birbirimize sıkı sıkı, bizden iyisi yok.

hâlâ madrid'deki en iyi arkadaşımsın.
keşke "canım" dediğimde anlayabilsen ne demek istediğimi, zaman zaman kaybolduğumuz dillerin arasında parmağını uzatıp "ay" dediğinde aslında halloluyor her şey.

yarın görüşürüz, sonra yine bi' parkta otururuz sessizce ya da woody allen için dua ederiz harakrishna'ya...

bunların hepsini yapabiliriz. bir cumartesi akşamı ya da henüz ismini koyamadığımız bir zaman diliminde objektifin ardından gülümserim sana.
söylemek istemiyorum ama sen gidersen madrid benim için pek ıssızlaşacak.
işte o zaman bulunduğun şehirde en güzel çocuk parkını seç, bil ki bu kadın ilk uçakla atlayıp yanına gelecek "hepsi senin suçun" diye ağlamaya başlayacak.

don't speak, please don't speak.
bu sessizlik böyle iyi.